2018 yılından çok umutluyum… ; M.Uzel - Takvim Anadolu

2018 yılından çok umutluyum…; M.Uzel - Takvim Anadolu - Uzel Ajans A.Ş.

2017’nin bitmesine artık birkaç gün kaldı. İçimde saçma bir coşku var. Gerçi bu yıla has bir durum değil. Her yıl bu zamanlarda oluyor. Hatta sadece bana olmuyor. Sokaklar da herkes Sindirella gibi, saat 12 vurmadan, yapması gerekenlere yetişmeye çalışır gibi, sanki yolda daha hızlı yürüyor. Hayat sanki daha hızlı akıyor.

Şu yeni yıl temalı şarkıları söyleyen bariton amca yok mu asıl her şey onun başının altından çıkıyor. Şarkıyı öyle coşkulu söylüyor ki, bu yıl bitince herşey bir başka olacak sanıyorsunuz. Sokak da ki süslemeler gözünüzü alıyor. Sanıyorsunuz ki, bundan sonra günleriniz en az o kadar ışıltılı geçecek. Hayatınızın güzelliğinden, hoşluğundan bakanların gözü kamaşacak.

İçinizden, gördüğünüz her Noel barışmak geliyor. Göbeğini okşamak sakalını çekiştirmek, ”herşey için teşekkürler, iyi ki varsın”. demek geliyor. Artık ne için teşekkür ediyorsak?

Merak ediyorum; yılbaşı furyasının asıl hedef kitlesi kim acaba? Çocuklar mı, gençler mi, orta yaşlılar mı, alış veriş bağımlısı ev hanımları mı, depresyona girip hayatına renk katacak detaylar peşinde koşanlar mı? Tam olarak kim bilemiyorum. Ama bence ben hedef kitleye dahilim. Hatta her yıl, hedefi tam onikiden vurduğunu söyleyebilirim. Aralık ayının son günlerini sokakta geçirmek istiyorum. O led ışıkları görmek, malum amcanın şarkısını dinlemek nedense iyi geliyor. Sonra durmadan hediye almak istiyorum.

Hatta bu yönüyle bakarsanız, kesin hedef kitle benim. Amaç tüketimin artırılmasıyla tek başıma büyük bir yüzdeyi sırlıyorum. Ben mutlu oluyorum ya, herkes mutlu olsun istiyorum. Ren geyikleriyle hayatımın hiçbir döneminde münasebetim olmadı, ama olsun, onlar bile yavru köpek kadar sevimli geliyor gözüme.

Yeni yıla kalabalık girmek istiyorum. Hem sofra, hem sohbet kalabalık olmalı. O kadar büyülü bir şey yapıyoruz ki, ne kadar kalabalık olursa o kadar artacakmış gibi hissediyorum. Size bir şey söyleyeyim mi? Bana sorarsanız yılın en büyük hayal kırılığı,1 Ocak sabahı, artık mutlu yeni yıl müziği çalmıyor.

Sokakların, Avm lerin süslemeleri çöpçüler tarafından süpürülüyor. Led ışıklar sönüyor. Evinizdeki ağaç kaldırılıyor.

Bütün Noel Babalar kostümünü çıkarıyor. Çoğunun insana güven veren bir göbeği, bilge hissettiren sakalı bile yok. Bir gün öncesinin ümitleri, vaatleri, ışıltısı, dilekleri de kayboluyor. Hayat kaldığı yerden devam ediyor. Üstelik son derece sıradan, sıkıcı, renksiz ve müziksiz bir gün olarak.. Sizi bilmem ama ben her ocak ayında adaptasyon problemi çekiyorum. O coşkuya birden ne oluyor anlamıyorum!