Tatlı yiyelim tatlı konuşalım... ; M.Uzel - Takvim Anadolu

Tatlı yiyelim tatlı konuşalım...; M.Uzel - Takvim Anadolu - Uzel Ajans A.Ş.

HÜKÜMETİN son aldığı kararla şeker fabrikaları satılığa çıkarıldı. Bu konuda 500 bine yakın çiftçi şaşkın durumda. En basit haliyle, şunu düşünmek lazım... Bu fabrikalar işe yaramazsa yabancılar bunu neden alıyor?

Biz mirasyedi gibi 1990’a kadar yapılan her işletmeyi satıyoruz, yerine hiçbir yeni fabrika kurmuyoruz. Özel sektörde olduğu gibi zoru gördü mü pılısını pırtısını ya satıyor ya yurt dışına çıkarıyor. Satılanlar da bittikten sonra ne olacak?

Türkiye’yi şekerde bekleyen tehlike! AB’nin pazarı haline gelecek... Bu konuda en yetkili ağızla bakın ne diyor.

“Şeker İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, şeker fabrikalarının kişilere ihale edilerek satılması durumunda, 25 fabrikadan 17 tanesi üretimden çekileceğini kaydetti. Avrupa Birliği’nin, son 10 yılda şeker sektörünü yeniden yapılandırarak, fabrikalarının kapasitesini artırıldığına dikkat çeken Gök, “Türkiye’de 17 fabrikanın üretimden çekilmesi demek Türkiye’nin şekerde AB’nin ve nişasta bazlı şekerlerin açık pazarı haline gelmesi demektir” dedi.

ŞEKERİN TADINI KAÇIRIYORLAR

Şüphesiz ki beslenme piramidinin en temel gıdalardan birisi şekerdir. Ve aynı zamanda da, en tartışmalısı... Şekerin bulunmadığı ya da doğal yapısında olmadığı bir yitecek maddesi hemen hemen hiç yok gibi. Yediğimiz her yiyecekte mutlaka şeker var. O zaman şeker konusu niçin bu kadar çok tartışılıyor?

Günümüzde şekerin insan sağlığı için zararlı olduğu söyleniyor ve toptan bir bakış açısı getiriliyor.

Bu yanlış bir yaklaşım... Hangi şeker daha tehlikeli? Bunun yanıtını aramak getiriyor. Konunun ekonomi yönü, emperyalizme bağlantılı.

Şeker pancarı üretiminin, Türkiye ekonomisindeki yeri neydi?

Şeker pancarı tarımı, işgücü açısından önemlidir. Üç yılı sulu buğday tarımı, 1 yıl şeker pancarı tarımı şeklinde yapılan münavebeli tarım sürecinde, toplam 500 bin çiftçi ailesi şeker pancarıyla geçiniyor. Hane halkı düzeyinde bu sayı yaklaşık 2 buçuk milyon kişiye eşdeğer. Yüz bini geçen mevsimlik tarım işçisi de kampanya döneminde çalışırdı. Şeker fabrikasında çalışan işçi sayısı 30 bin dolaylarındaydı.

Şeker fabrikalarının çıktıları, üretim ekonomisinin can damarıydı. En önemli çıktısı şeker ile Türkiye şeker piyasasında egemen rol oynar. Şeker eldesinden sonra kalan melas ve maya gibi yan ürünler alkol ve yem sanayisinin en önemli gelir kaynağıdır. Pancar posası ise doğrudan hayvan yetiştiriciliği ve besiciliğinde ucuz ve değerli bir yem kaynağıdır.

Şeker tarımı, taşımacılık sektöründe her yıl milyonlarca ton yük sağlamaktaydı. Türkiye 2000’i yıllara değin, şekerini şeker pancarından üretiyordu. Bu yıllardan itibaren, “Şeker pancarından şeker üretimi pahalı, şeker fabrikaları zarar ediyor” denildi, gaflet uykusundaki politikacılar tarafından ABD’den getirilen Kemal Derviş aracıyla çıkarılan 15 yasanın birincisi olan “Şeker Yasası” ile kota getirildi.

Kemal Derviş Yasaları ile pancar yanında mısır gibi diğer bitkilerden elde edilen şeker benzeri maddelerin, kısaca Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) üretimine olanak sağlandı. Bunların toplam şeker üretimindeki payına “Kota” diyoruz.

Nişasta Bazlı Şeker tüketimi sağlığımıza zarar veriyor. Türkiye’de NBŞ mısırdan üretiliyor. Mısır şurubu, vücutta früktoza dönüşüyor. Fruktoz, insülin direncini olumsuz olarak tetikliyor. Şeker hastalığı ve şişmanlık başta olmak üzere kanserden kalp hastalıklarına ve karaciğer yetmezliğine kadar bir çok kronik hastalıklara yol açıyor. Ayrıca pancar şekerine gör 12 kat daha fazla güçlü ve bağımlılık yapıyor.

Türkiye de NBŞ üretimi, beş firmanın denetiminde Mısır şurubunun fiyatı, şeker pancarı şekerine göre ton başına 250-300 dolar daha ucuz ve sıvı olarak pazarlanabilmekte. Bu nedenle şekerlemeler, unlu mamuller, her türlü pastalar, tatlılar, reçel, alkollü, alkolsüz içecekler gibi gıda sanayinde yaygın olarak kullanılıyor.

NBŞ’lerin tüketimi, AB de ve dünyada düşerken, Türkiye’de yükseliyor.

NBŞ kotasının yükselmesi ekonomiyi olumsuz etkiliyor...