Özhaseki’ye açık mektup... ; M.Uzel - Sabah Kayseri

Özhaseki’ye açık mektup...; M.Uzel - Sabah Kayseri - Uzel Ajans A.Ş.

Sayın Bakanım, sizin ne kadar hayvansever olduğunuzu en iyi ben biliyorum. 2013 yılında Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminizde sizi ziyaret ettiğimizde Kayseri Molu Hayvan Barınağı için bizden proje istediniz, getirdiğimiz o projeyi uyguladınız. Türkiye’nin gündemine bomba gibi düştüğünüzü siz de çok iyi biliyorsun.

Sizinle zaman zaman yapmış olduğum görüşmelerde hep şunu söylediniz:

“Hayvansever belediye başkanları, valiler hep başarılı olmuştur. Çünkü ülkemizde hayvanseverlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. TV dizilerinde, filmlerde muhakkak bir hayvan sahnesine ver verildiğini hepimiz görüyoruz.”

Son görüşmemizde Türkiye’nin en büyük, en modern barınağını Ankara’ya yapacağınızı söylediniz... Unutmayın!..

Sayın Bakanım,

Gün geçmiyor ki yeni bir vahşet olayı ile karşılaşıyoruz.

Kasten araçların arkasına bağlanan, ezilerek öldürülen, ayakları baltayla kesilen köpeklerden tutun da, işkence edilen eşekten, gözü oyulan kediye kadar bir vahşet sarmalı içinde debeleniyoruz. Beynimin sınırlarını zorluyorum bu vahşetleri anlayabilmek için.

Şu hayvanların insanlardan çektiği acı bitmeyecek. Tüm bu olaylar toplumda infial uyandırırken, faillerin tümü, idari para cezası ile serbest kalarak yeni işkence yöntemlerine hazırlanıyor.

Düşünmekten dahi hicap ettiğim olayları maalesef yazmak zorunda kalıyorum.

Basın ve sosyal medya, aralıksız olarak hayvanlara karşı yapılan saldırıları duyursa da önlem yok.

5199 sayılı kanuna hâlâ bir düstur çekemediler.

Bu ne vurdumduymazlık, ne aymazlıktır. Hayvanları kasten ve bilerek öldürmek maalesef hala sadece bir özür, bir kabahat.

Yüzlerce kez yazıldı çizildi, bilimselliği anlatıldı. Hayvan öldürmekle insan öldürmek arasında sadece ince bir çizgi vardır. Hepsi bu...

Hayvanlara karşı vahşet uygulayanların hepsinin de psikiyatrik hasta olduğuna inanmıyorum.

Bu ve benzeri olaylar toplumu yaralıyor ve dejenere ediyor.

Toplumu çürütüp kokutuyor. Bunları yapanlar için kurumların derhal harekete geçmesi gerekir. Acilen cezalandırılması gerekiyor.

Bu zulme ‘dur’ diyemezsek, bu çığlıklara kulaklarımızı tıkarsak kokuşmuş bir toplum olarak yaşamaya devam etmek zorunda kalacağız.

Mevcut ve güdük yasamıza göre sahipli hayvanlar sadece mal olarak değerlendirilmekte.

Öldürmeleri halinde sadece mala zarar vermekten işlem görmekteler.

Sahipsizler ise zaten mal bile değil.

Sahipsiz garibanlar...

Toplumu suçtan arındırmak istiyorsak önce hayvanlara yönelik şiddet ve istismarı acilen durdurmalıyız.

Hayvanın hakkı yok ise; insanın hiç hakkı yok demektir.

İnsanı insan yapan güzel duygu ve erdemlerin kaybolduğu, köreldiği bu toplumda şiddettin ilk ve en büyük hedefi ne yazık ki hayvanlar olmaktadır.

Daha sonra asıl hedef insan olacaktır.

Sayın bakanım bir hayvansever olarak sizden bir ricam var. Türkiye’nin bütün şehirlerini geziyorsunuz. Lütfen gezdiğiniz şehirlerde bir on dakikanızı hayvan barınaklarına ayırınız... Gelin ilk olarak birlikte Kayseri’deki barınağa gidelim ve dostlarımızın yalnız olmadığını bir kez daha gösterelim...